7 Aralık 2018 Cuma

Bali gezi notları


Bali

Ubud

Havaalanına iner inmez nemli bir havanın, kavruk mutlu suratların, yemyeşil ağaçların sizi karşıladığı başka bir dünya…

Buraya mutlaka ama mutlaka gidin!
Döndüğümüzde herkese şöyle söyledim; gerekirse kredi çekin, borçlanın,
 bir yıllık tatil planınızı tek tatile indirgeyin ama gidin.

Özellikle bizler gibi daha çok Avrupa kıtası insanlarının bu tarz 
 coğrafyayı, kültürü yaşaması; hayatlar arası farkı gözlemlemesi 
çok başka oluyor.  

Bali masal gibi bir yer.
İstisnasız herkes güler yüzlü…
İstisnasız her yer yeşilin binbir tonu…
Ve istisnasız herkes sevgi dolu, anlayışlı, huzurlu…
























Git git bitmeyen yollar ve adada ulaşım:

Ulaşımı ne kadar zor ve yorucu da olsa gittiğiniz an, 
“Her şeye değdi!” diyeceksiniz, söz!

Havayollarının kampanyalarını takip etmekte fayda var. 
Qatar Airways bu konuda oldukça uygun fiyatlar verebiliyor. 
Biraz sıkı takip etmek ve otel – uçak saatlerini denk getirmek için uğraşmak
 gerekiyor. Biz biletlerimizi Qatar Airways’den gidiş tarihine 
1 ay kala aldık. Şansımıza mı bilmiyorum ama uyguna denk geldi. 
Doha aktarmalı uçtuk ve 1 günün sonunda 
dünyanın en güzel adalarından birine konduk!

Şiş gözlerle uçağa biniş

Aktarma noktası perişanlığı :) 

Ve adaya varış...
Adada toplu taşıma yok! 
Ne kadar güzel olduğunu düşünebiliyor musunuz?

Ta tamm!

Havaalanına iner inmez etrafınızı taksiciler sarıyor, 
önce neye uğradığınızı hafiften bir şaşırıyorsunuz. 
 güvenmeli, nasıl pazarlık yapmalı…

Pazarlık demişken küçük bir tüyo; Bali’nin en önemli hatta belki de tek gelir kaynağı turizm olduğu için bu sevimli insanlar size neredeyse her şeyde iki hatta bazen dört katı fiyat söylüyor. Yapmanız gereken tek şey söylenenin yarısını teklif edip uzaklaşmak, zaten arkanızdan gelecekler.

Konumuza dönecek olursak herhangi biriyle pazarlık yapabilir
ve anlaştığınız taksiyle otelinize ulaşabilirsiniz. 
Hatta gezinize onunla devam edebilirsiniz!

Bali'de araç trafiği tersten işliyor. O yüzden araba kiralamak 
pek mantıklı değil; ayrıca herkes pırpır denen motorları kullandığı 
için inanılmaz bir trafik var. Eğer motor konusunda kendinize 
güveniyorsanız bizim gibi günlüğü 5$’a motor kiralayıp 
adanın altını üstüne getirebilirsiniz. Zaten benzin de 80 cent! 
Ama yok ben iki teker üstünde yapamam derseniz de 
diğer seçenek şoförlü araç kiralamak. Burada şoförler size 
rehberlik de ediyor, tabii fiyat da ona göre ve yine malum 
trafiğe katlanmak durumunda kalıyorsunuz.


Orada havalar nasıl mı?

Öyle bir hava ki tam “Off çok sıcak” derken bir anda
 kafanızdan aşağı kovalarca su boşaltıyorlar gibi, 
harika bir serinlik hissi yaşatıyor.Ama bildiğiniz yağmur gibi değil bu,
 resmen doğanın cilası! Yağmur, 10 dakika kadar yağıyor
 ve 10 dakika sonra puf! Sanki hiç yağmamış gibi…
Yollar hiç ıslanmamış gibi kuru, güneş yeniden en tepede 
ve yemyeşil doğa tablosu, üstüne vernik atılmışçasına pırıl pırıl.

Burada ıslak ve kuru olmaz üzere iki sezon varmış. 
Biz şubat başında gittik ve iki sezonu da yaşamış olduk. 
Ama fikrimi sorarsanız fiyatın da arttığı kuru sezonu hiç beklemeyin; 
çünkü o güzel yağmur olmadan kuru, sıcak hava pek çekilmez.
Ayrıca göçmen kuşlar gibi kış mevsiminde 
yazı yaşamak da insana ayrı bir haz veriyor.

En sevdiğim fotoğrafımız olabilir...


Nerede, ne var?

Tatil programı yaparken en fazla zorlandığım kısım burasıydı. 
Çünkü ulaştığım ne kadar tatil blogu varsa bu kısmı es geçmişti. 
Bu kez iş başa düştü. Önüme Bali haritası koyup 
nerede ne var tek tek işaretledim. Yakınlıklarına göre birbirleriyle 
eşleştirip gün gün böldüm. Detaylar sonraki postlarda!

Biz tatili 2 ayrı bölüm şeklinde planladık. 
8 günün 4 günü Seminyak, 4 günü Ubud. Bizim görmeyi en çok 
istediğimiz kısım Ubud’tu ve onu sona saklamıştık 
ama ilginçtir ki bu şekilde planlayınca fiyatlarda ciddi bir 
artış oluyordu, biz de mecburen programı tersine çevirdik. 
Her şerde bir hayır var derler ya; Ubud’taki otele girdiğimiz an 
oraya aşık olduk! Hemen bir rezervasyon değişikliği 
yapıp (bu noktada Booking rezervasyonun 
değiştirilebilir olması çok önemliydi); tatilimizi 
6 gün Ubud – 2 gün Seminyak olarak değiştirdik. 
Şansımıza oteller sorun çıkarmadı, yer olarak da uygundu
ve Ubud'ta muhteşem 6 gün geçirdik.

Kuta, Seminyak, Ubud, Nusa Dua internet üzerinden baktığımız ve otel tercihlerini aralarından seçerek yaptığımız yerlerdi. 
Biz Seminyak ve Ubud tercihimizden memnun kaldık. 
Nusa Dua'ya Seminyak'ta kaldığımız günlerden birinde 
Sea Walker yapmak için gittik ve konaklama için burayı 
seçmediğimize sevindik; çünkü burası resort'ların olduğu,
 Bali havasından kısmen daha uzak bizim Antalya, Belek 
tatil köylerimize benzer bir yerdi. Belki siz de tercihlerinizi 
yaparken bu bilgiyi göz önünde bulundurursunuz.


Kısa kısa Bali notları;

·      Kesinlikle yanınıza yağmurluk alın, poşet gibi ince 
olanlardan ve çantanızda taşıyın.
·      Mümkün olduğu kadar lastik ayakkabı, terlik giyin.
·      Çevrimdışı şehir haritası indirin.
·      Değişikliklere açıksanız dışardan bakıldığında oto sanayi gibi duran sokak lezzetlerinin tadına bakın (biz bakmadık).
·      Motorla gezeceğiniz kadar yeri, arabayla gezemeyeceğinizi unutmayın, 
tabii trafik akışını da… Ama doğayı hissetmek için motor gerçekten bir başka!
·      Alışverişi Ubud’ta yapın çünkü Seminyak insanı nedense pek 
pazarlık yapmıyor ve Ubud’takiler kadar neşeli değiller. 
Ayrıca en fazla çeşit Ubud’ta…
·      Motor kullanacaksanız mümkünse kendi kaskınızı götürün. Malum hijyen
(Biz kafamıza otelden aldığımız duş bonelerini taktık.)… 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...