18 Şubat 2014 Salı

Bir kuple de Sevgililer Günü


Sevgililer Günü’nden de bahsetmemiş olmayalım :)

Kısaca özetlersek; o güne program yapmak istemiyordum malum sebeplerden dolayı…
Biz de bari arkadaşlarımızla bir yemek yiyelim dedik. Annemin doğum günündeki gibi -topuklu ayakabı lanetinden midir nedir- yine son dk bir iş çıktı, geç çıktım, yağmur yağdı, topuğumun lastiği koptu, trafik felç oldu vs derken Sevgililer Günü’nde sevgilimin yanına vardığımda patlamaya hazır bir bomba gibiydim. O kadar komik ki; bu talihsizlikler serüveninin seri halinde olacağını bilseydim her karesini fotoğraflardım. Metrobüste topuklu ayakkabılarıma bakarken keşke dedim, keşke belgeleseydim şu günü :) trafik yüzünden beni almaya gelemeyen sevgilimin yanına da metroyla gitmeye çalışınca yürüyüş yolum 2’ye katlandı ve ağlamama ramak kaldı. Tam söylenerek yürürken karşımda bir anda bir bacağı olmayan ve koltuk değnekleriyle yürümeye çalıcan gencecik bir çocuk belirdi. O kadar tuhafti ki o an. Nasıl utandım. Hep böyle olur…Sanki içimde bi el çıktı şak diye ağzıma bi tane vurdu ve hala kulaklarımda duyduğum bir ses “kes sesini!” O kadar emrivaki, o kadar utandıran bir tondu ki modum ancak bu kadar hızla değişebilirdi. Ama tabii insanız işte değişmiyor hiçbir şey, her şey anda kalıyor. Metrodan indim baktım ki yağmur son sürat devam ediyor ama Orkun Bey ortalarda görünmüyor! Orada da karşıma bir kedi çıktı onunla oyalandım beklerken. Sonra sevgilim geldi tabii, meğer evde mis gibi bir sofra kurmuş, arka koltukta yine mis gibi çiçeklerim, modumu düzeltmek için oynaya oynana gelmiş beni almaya :)

Kendimi arabaya bir attım, tam attım. Hatta bi daha kalkamadım. Sevgilim de beni kucağında çıkardı yukarıya ve bir 14 Şubat’ta böylece bitti :)


Bir de bu yeni bakış açımla bakınca 14 Şubat hakikaten çok sevimsizmiş.
 Sevgilisi olmayanların, yeni ayrılanların gözünden de bakmak lazım, off offf antipati dolu… Olan var, olmayan var mantığını yemek içmekten daha fazla gütmeli bu gün bence :)

Benim favorim bu Sevgililer Günü'nde olayın diğer kısmına odaklanan reklamcıların çıkarttığı harika işler :)

Ne güzel, ne manidar işlendi bu sefer 14 Şubat :)

Kubatlı Turkcell reklamı mı dersiniz, 


Koçtaş'ın Sevgililer Günü ilanları mı,


 Eti'nin ilişkiyi rutinden kurtarmanın 7 yolu isimli ironik çalışması mı 
(ki hepimizin kendinden bir şeyler bulduğu kesin)


Nice eğlenceli 14 Şubatlarımız olsun,
Sevene -sevmeyene :)))

Maşukiye – Kartepe – Sapanca 2014


Üniversitedeyken gittiğim bir yer vardı Maşukiye’de. Kahvaltısına hayran kalmıştım. Yaklaşık 2 senedir de ısrar ediyorum Orkun’a; “Hadi nolur kalk gidelim!” diye… 
Amma velakin ısrarlarım hep sonuçsuz kaldı, yol büyüdü de büyüdü gözünde. 
Ta ki ajans insanlarıyla kahvaltı yapma fikri gündeme gelene kadar.

Cumartesi için planımızı yaptık. Sonra c.si ajansa gelmemiz gerekince plan cup! diye suya düştü. Olsun dedik dişlerimizi sıkıp; “Pazar gideriiiiiz(!)”

Pazar sabah erkenden koyulduk yola. Gittik gittik sonunda Subaşı Tesisleri’ne vardık. Güzel bir köy kahvaltısı ettik. Ben en son 5 yıl önce gitmiştim ve açıkcası o zamanki halini daha çok sevmiştim :)





 Sonra buraya kadar gelmişken bir de Kartepe’ye gidelim dedik. En son geçen sene bu zamanlar Feyzalarla gimiştik. Dağ havası gerçekten bir başka dinlendiriyor ama hiç kar yoktu bu sefer. Teleferikle Geyik Alanı’na çıktık. Sıcak bir şeyler içip indik. Erken kalkan yol alırmış gerçekten... Kartepe’den çıkarken saat 2’ydi. Napsak napsak darken hadi dedik daha da aşağı inelim. İstikamet Sapanca :)  Niyetimiz Sapanca Gölü’nün kenarında balık yemekti. Mekanist’ten birkaç yorum okuyunca vazgeçtik :) Şu teknoloji iyi bir şey mi kötü bir şey mi bazen düşünüyorum…

  


O zaman dedik dışarıda bu kadar yorulmak yeter. Arkadaşlarımızdan birine geçtik, balıklarımızı aldık. Güzelce bir masa etrafında hoş sohbet keyif yaptık…



Güzelim masa fotoğrafını silmişim buraya koyamadım :( 
ama instagramda var :)

11 Şubat 2014 Salı

Bu 14 Şubat'ta, büyüdüm galiba :)

Bir zamanların özel gün koliği bir kız olarak sesleniyorum bugün :)
Bir zamanların dedim bak..

Mesela en son geçen sene şu yazımda sitem etmiştim Sevgililer Günü’nü gereksiz bulanlara. Benim kafamda onlar sevgililerinden sürpriz bekleyip göremeyenlerin, etrafında yapılan sürprizleri pek hazmedemeyenlerin ufflayıp pufflamalarıydı. Tabii böyleleri yok mu? O hoooo dolu dolu. Kavga kıyamet sevgilisine bir şey yaptıranlar mı dersin,  daha da korkunç kişilik bozukluğu olup kendine çiçek gönder(t)enler mi? Ben tabiri caizse “manyak mıknatısı” olduğum için etrafımda bu tip insanlardan biraz fazla var :) o yüzden de bu düşünceleri onlara mal ettim bugüne kadar. Ama nedense her sene deliler gibi heyecanla beklediğim 14 Şubat, bu sene bana hiç haz vermiyor. Üstelik sevgilime hediye bile almadım. O gün dışarı çıkıp herkes gibi yemek yiyip, 2 kat para verilmesine de acıyorum bu yıl.

Galiba büyüdüm :) Ya da içine girdiğim telaşlar o kadar farklı ve tempolu ki Sevgililer Günü bana bunların yanında biraz basit geldi bu kez :)

Ama tabii bu demek değil ki o gün yok sayılmalı. Nereden çıktı bu saçma gelenek diye pöykürmüyorum :) Hala o aşk ruhunun sokaklara taşınmasını, kırmızı vitrinleri, birbirlerine özenen aşıkları çok seviyorum… Ben (bu yıldan itibaren) bugüne verilen özeni alalade bir güne saklıyorum kendimce, öylesi çok daha keyifli olmaz mı? Beklenmedik anda bir günü diğerlerinden farklı ve özel kılmak ;)

Mesela istersek ilerde evimizde bugünü içimizden geldiğince kutlarız. Belki bir yıl eski aşıklara (anne-babalara) nostalji akşamı düzenler, sürpriz yaparız; bir yıl arkadaşlarımıza aşk konsepli bir yemek hazırlarız. Bir yıl kırmızı pijama partisi veririz. Ticaretten kaçar, aşka dolu dolu yer açarız.


Çok daha güzel olmaz  mıııııııı :)

5 Şubat 2014 Çarşamba

Benim dünyalar güzeli annemin sürpriz doğum günü!

Küçüklüğümden beri organizasyon yapmaya, her aşamasını kendim planlamaya ve ortaya çıkan mutluluk tablosuna bayılırım. 3 Şubat’ta anneciğim 50. yaşına girdi. 
Bu güzel güne de bir organizasyon yapmamak olmazdı. 

Ön hazırlıkları olsa da sona doğru her şey biraz spontane gelişti ve de öylesi kesinlikle çok daha güzel oldu :)

Öncelikle 50 yaşını esprili söylemek gerekirdi malum az değil artık :)
O yüzden pastanın üstünde kullanılacak yuvarlak bir banner tasarladık. 
Üzerine de;

25 gibi
 x 2 

yazdık. Pastalar ucundan uzmanlık alanımıza girse de zamansızlıktan ve yoğunluktan özel bir pasta yapamadık. Manolyanın harika pastaları bize eşlik etti o gün :)

Sevgilim son dk işlerine Superman gibi yetişti, konsept renklerimize uygun altın – siyah latex uçan balonlarımızı aldı geldi.

Son dakika çıkan işlerin, ajanstan geç çıkmanın, çekilmez köprü trafiğinin keyfimizi kaçırmasına izin vermedik. Akşama kadar kalabalıklaşan grubumuzla bizim evin otoparkında buluştuk. Benim melek annem her şeyden habersiz salonunda oturmuş televizyon izlerken bir de baktı ki; bir düzine insan, ellerinde balonlar, mumlar, pastalar, boy boy kutularla karşısında…

Sonuç olarak annem o kadar mutlu oldu ki anlatamam. Şaşkınığı bi saat gitmedi üstünden. Hiç böyle bir doğum günü yaşamamıştım dedi. Zaten hareket noktasındaki düşüncem buydu. Kendi anneme de Orkun’un annesine de çok özendim bu özel günlerde… Çünkü malum biz “yeni nesil” olarak bu tip imkanlara daha çok sahibiz. Bu tarz sürprizleri daha çok yaşıyoruz ve tarifi imkansız mutluluklar, anılar biriktiriyoruz. Elimden geldiğince tüm özel günlere böyle mutluluklar sığdırmaya çalışıyorum. Ama en güzeli ve annemi en çok etkileyeni 50 yaş doğum günü oldu ki bu kadar geç oluşu benim için üzücü. Şimdi durup durup yine 50 yaşına girmek istiyorum diyor.


Ha bir de ona yazdığım duygusal mektubu Mustafa amcanın andımızı okur gibi didaktik ötesi okuyuşunu da yazmamak olmaz.

Unutmadan bu aralar Instagram sağolsun kraft kağıtlı hediye paketlerine, süslemelere sarmış durumdayım.Hem beni hem hediye verdiğim sevdiklerimi  mutlu ediyor bu süslü şeyler… İlk denemem Feyza’nın ev hediyesinde biraz hüsranla sonuçlandı ama anneme yaptıklarımız gayet başarılı oldu :)



İyi ki sevdiklerimiz, sevdiklerimizi mutlu edecek imkanlarımız var.

Küçük mutluluklar aslında en sağlam, en değerli mutluluklardır.
Unutmayın, üşenmeyin, mutlu edin...




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...