30 Mart 2011 Çarşamba

zamanla...




Keşke düşünsen; hiçbir acı, hiçbir üzüntü, hiçbir keder bir gün sona erecek hayattan daha uzun süreli değildir. Nasıl ki dünyada misafirsek; sevinçler de kederler de bizde öyle misafir. 
Nasıl ki dünya bizi ağırlıyorsa, biz de sevinç ve kederleri, üzüntüleri öyle ağırlayabiliriz.

25 Mart 2011 Cuma

Sosyalleşmek lazım!

Zaman o kadar hızlı geçiyor ki, yakalayıp yetişemediğim zamanlar ya da boşa geçtiğini düşündüğüm, eylemsiz kaldığım anlar için üzülüyorum. Her vakti değerlendirmek lazım, hep bir şeyler yapıyor olmak lazım…

Yorulurum diye düşünmek yok! Boş ve amaçsız günler, zamanlar yorar asıl, insanı…

İşte biz de böyle bir boşluğumuzu doldurmak için kızlarla birlikte uzuuuuun zaman sonra tiyatroya gittik…


Oyunun adı Deli, şahsen ben oyuna Devrim Saltoğlu'nu beğenen biri olarak gittiğimden "Gittiğime değdi!" diyebiliyorum :) Şaka bi yana oyunun konusunu pek beğemesem de Devrim Saltoğlu'nun gerçekten çok başarılı ve etkili bir oyunculuğu vardı.




Saat 22.30'a doğru oyundan çıktık ve Tuğçeciğimizin ısrarı sonucu kendimizi Starbucks'ta bulduk :)



Akşam kahvelerimizi de içtikten sonraaaa bugünü "Değerlendirilmiş Günler" şeklinde klasörleyip mutlu mesut evimizin yolunu tuttuk :)))





22 Mart 2011 Salı

Gülümse!

Bugün böyle bir yazı çıktı karşıma -uzun zamandır gülümsemenin ne kadar önemli olduğu hakkında düşündüğümden belki- beni çok etkiledi. 
Saklamak istedim…


Gülümsemek, sıcacık bir tebessümün etkisi; senin yaşama çekeceğin her şeyi değiştirir.

 Bunu kendi davranışın haline getirirsin. 
Önce “mış” gibi yaparsın,
 bir sebebin yoksa bile gülümsüyormuş gibi yap...

 Sonra senin kendi gerçekliğin oluversin.

 Gözlerinin içi parlar, derinleşirsin. Manan değişir, şarkı gibi olursun, kalplerde iz bırakırsın…

Diğer duygularının seni etki altına almasını da böylece önlemiş olursun. Duygularının, iniş çıkışlarının seni yönetmesine yenik düşmezsin. 
Kurban değil; artık mutlu bir insan olursun.

Canan Yolaç / Büyük Dönüşüm


17 Mart 2011 Perşembe

Yaşasınnnn!


Bloglar açıldı!


Bu maceram çok eksik kalmadı…
Daha önceden yapamadığım fotoğraf makinasını pc’ye bağlama sorunu bugünün şerefine çözüldü :)

Daha once denemiştik olmamıştı, "Hadi" dedim, "Hadi belki bu sefer olur"  veee oldu :)
Bayılıyorum böyle yolunda giden bana sürpriz yapan olaylara. Mutluluk her şeyin yoluna gitmesidir, en ufak şey insanı çok mutlu edebilir.

Her şey için çok çok çok ŞÜKÜR :)

9 Mart 2011 Çarşamba

Efe

Efecim iyi ki girmişsin hayatımıza… Hiç aklımızda yokken, hele annenle babanın aklının köşesinde bile değilken geldin, hoş geldin, hayatımıza renk getirdin!!! :)


Bu blog işinde en başarılı olanlar şüphesiz anneler :)  Sanırım hayattaki en güzel şey anne olmak ve çocuğunun her nefesine şükredebilmek :) Blogger çocukları çok şanslı... Çünkü büyüdüklerinde, attıkları her adımdan haberdar olacaklar… Ben henüz anne olmamama rağmen o sevginin büyüklüğünü sana duyduğum sevgiden tahmin edebiliyorum. Kendi çocuğum olsa herhalde bu kadar sevebilirim diyorum, senin babanın "Çocuğum Merve'ye benzemezse sevmem" demesi gibi :)))


Seni çooook seviyorum :)

Blog işine daha erken girseydim ben de senin bu zamana kadar ki gelişimini yazardım sana armağan olsun diye; ama olsun bil ki hayatta hiçbir şey için geç değildir ;)


Diş macunu hayranlığı :)

Yine biz de kaldığı bir dönem bizim bıcırık annemin kucağındayken kapmış bir diş macununu… Gerisi fotoğraflarda =)






Yani ben de tadına bakmadım değil küçükken; ama benimkiler meyveli falandı diye hatırlıyorum… En azından bizim dişimizi bile fırçalayamadığımız kadar keskin naneli değildi =))





(Diş macununu yemesne izin verdik gibi bi izlenim olmasın aman, aldık elinden:)

8 Mart 2011 Salı

8 Mart'ın anlam ve önemine ithafen :)

Bugünün anlam ve önemini anlatan çok hoş bir karikatür gördüm...Tam da benim bakış açım :)



Bir de bu sözü buldum;

Tanrı, kadınlara geçmişi ve geleceği; erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız oldular.

Ama çok doğru değil mi, gel de paylaşma... :)

Güzel şeydir yazmak!

Yazmak ne güzel şeydir, ufuklar açar, insanın içini açar, hatta içinde yepyeni yerler açar… Huzur verir, dinlendirir, kısacası güzel şeydir yazmak!

Ben çok severim yazmayı, yazarken içim açılır, bazen bi bakarım ki hiç aklımdan geçirmediğimi sandığım  şeyler dökülmüş kağıda, o an ki şaşkınlık hissi beni çok mutlu eder, kimi zaman da kendi kendime yaptığım sürpriz misali şaşırtır beni…

Herkes yazsın, yazsın ki yepyeni yerler açsın içinde, yazdıklarını da saklasın ki; kendine hiç kimsenin veremeyeceği bir hediye versin hatta bir de paylaşsın ki yazdıklarını belki başkalarına cevap, umut, neşe, direnç getirir hayatı…

İçinizde çiçekler açsın, mutlu hayatlar!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...