Ubud
Ubud göreceklerinizden, okuyacaklarınızdan,
dinleyeceklerinizden çok daha fazlası…
İnanılmaz mistik…
Doğa harikası…
Akıl olarak, duygu olarak yenilenmek, tazelenmek
için şahane bir destinasyon.
dinleyeceklerinizden çok daha fazlası…
İnanılmaz mistik…
Doğa harikası…
Akıl olarak, duygu olarak yenilenmek, tazelenmek
için şahane bir destinasyon.
Elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım ama
ne dersem diyeyim az kalacak…
ne dersem diyeyim az kalacak…
Ubud’taki ilk 6 gün kuş cıvıltıları eşliğinde başlayıp
cırcır böcekleri eşliğinde sona erdi. Sonsuzluk havuzunda
vakit geçirmek, yağmurun altına yüzmek, güneşlenirken
üzerinizden uçan mavi – turuncu renkli kuşları görmek,
inanılmaz keyifli… Fotoğraflarımıza gelen yorumların hepsi aynıydı:
cırcır böcekleri eşliğinde sona erdi. Sonsuzluk havuzunda
vakit geçirmek, yağmurun altına yüzmek, güneşlenirken
üzerinizden uçan mavi – turuncu renkli kuşları görmek,
inanılmaz keyifli… Fotoğraflarımıza gelen yorumların hepsi aynıydı:
“Acaba cenette misiniz?”
Cennet böyle bir yer olsa gerek!
Kaldığımız otel tek kelimeyle muhteşemdi,
yine gitsek yine aynı yeri seçeriz!
Otel kadar Ubud’un içi de güzeldi! Göründüğünden çok daha
mistik bir hava var orada. Anlatamıyorum, dilerim gider ve yaşarsınız.
Sanırım bir ay zamanımız olsa Ubud’ta hiç sıkılmadan geçirebilirdik.
yine gitsek yine aynı yeri seçeriz!
Otel kadar Ubud’un içi de güzeldi! Göründüğünden çok daha
mistik bir hava var orada. Anlatamıyorum, dilerim gider ve yaşarsınız.
Sanırım bir ay zamanımız olsa Ubud’ta hiç sıkılmadan geçirebilirdik.
Evimiz
İlk günün gündüzünü otelin doğasını,
akşamını merkezi keşfederek geçirdik.
akşamını merkezi keşfederek geçirdik.
2. gün:
·
Karsa Spa
·
Monkey Forest
Gelmeden önce yine Tripadvisor yorumlarına dayanarak
en iyi spa merkezi olan Karsa Spa’ya rezervasyon
yaptırmıştım. Kahvaltı sonrası otelimize yakın olan bir yerden
motor kiralayıp masaja gittik. Nilüferlerin açtığı sazlıklar içinde,
içinde balıkların yüzdüğü mini göllerle çevrili,
dört bir yanı pirinç tarlalarına bakan bir alana kurulu
bu spa merkezinde masajınızı açık havada yapıyorlar!
Burayı planlarınıza kesinlikle ekleyin ve mutlaka gitmeden önce
rezervasyon yaptırın. Çünkü biz bir daha yer bulamadık
ve bu eşsiz deneyimi sadece bir kere yaşayabildik.
en iyi spa merkezi olan Karsa Spa’ya rezervasyon
yaptırmıştım. Kahvaltı sonrası otelimize yakın olan bir yerden
motor kiralayıp masaja gittik. Nilüferlerin açtığı sazlıklar içinde,
içinde balıkların yüzdüğü mini göllerle çevrili,
dört bir yanı pirinç tarlalarına bakan bir alana kurulu
bu spa merkezinde masajınızı açık havada yapıyorlar!
Burayı planlarınıza kesinlikle ekleyin ve mutlaka gitmeden önce
rezervasyon yaptırın. Çünkü biz bir daha yer bulamadık
ve bu eşsiz deneyimi sadece bir kere yaşayabildik.
Burada açık havadasınız ve altınızda balıklar yüzüyor!
Masaj kamelyasına ulaşan tüm yollarınıza çiçekler serili...
Masaj
sonrası göl üstüne kurulu çardakta oturup
bir şeyler içtik, balıkları besledik sonra ver elini
Maymun Ormanı!
bir şeyler içtik, balıkları besledik sonra ver elini
Maymun Ormanı!
Maymun Ormanı tamamen doğal bir ortam olduğu için
sizi hiç üzmüyor. Hatta bu bölgede maymunlar caddelerde geziyor.
Baştan söyleyeyim ormana girdiğinizde göreceğiniz
tabelada yazanlar sizi biraz ürkütebilir. Ben şahsen bütün
incik boncuklarımı, toka, gözlük, küpe aklınıza ne gelirse çıkartıp
çantaya koydum çünkü tabelada bu tip şeyleri çaldıkları yazıyordu.
Bir diğer uyarı “Gözlerinin içine bakmayın”dı.
Ama öyle güzellerdi ki, bakmamak ne mümkün…
sizi hiç üzmüyor. Hatta bu bölgede maymunlar caddelerde geziyor.
Baştan söyleyeyim ormana girdiğinizde göreceğiniz
tabelada yazanlar sizi biraz ürkütebilir. Ben şahsen bütün
incik boncuklarımı, toka, gözlük, küpe aklınıza ne gelirse çıkartıp
çantaya koydum çünkü tabelada bu tip şeyleri çaldıkları yazıyordu.
Bir diğer uyarı “Gözlerinin içine bakmayın”dı.
Ama öyle güzellerdi ki, bakmamak ne mümkün…
Biz girmeden önce marketten muz alıp çantamıza sakladık,
bu tavsiyeyi bir blogda okumuştum ve çok doğruydu.
Çünkü içeride tek tek ve pahalıya satılıyordu.
Gelmesini istediğiniz maymunun yanında muzu çaktırmadan alıp
havaya kaldırıyorsunuz, zaten görür görmez gelip tırmanıyor.
Çaktırırsanız, alana kadar uğraşıyor. Biraz fazla akıllılar!
Biz kendileriyle baya haşır neşir olarak gezdik. Bu arada uyarılarıdan
bir diğeri anne-bebek maymunlara ekstra dikkat etmek gerektiğiydi ki
bunu şöyle tecrübe ettik; bızdıklardan biri arkadaşımı bir anda ısırdı.
Hem de baya el ele kol kolalarken ve her şey yolundayken...
Son anda gördüm ki meğer yerde yavrusu varmış.
Arkadaşım ısırığın etkisiyle çığlık atınca yavru maymun bir karış
boyuyla arkadaşımın bacağına vurmaya başladı ve sebep anlaşıldı.
Bu manzara aklıma geldikçe gülüyorum.
Tabii arkadaşım panik oldu, eli kanıyordu.
Hemen içerideki revire gittik ve müdahale ettiler,
ciddi bir şey yoktu. Bu olay sizi korkutmasın, biz olayın devamında
ormana geri döndük; çünkü muzlar bitmemişti ve öyle sevimlilerdi ki,
onlarla biraz daha vakit geçirmek istedik.
bu tavsiyeyi bir blogda okumuştum ve çok doğruydu.
Çünkü içeride tek tek ve pahalıya satılıyordu.
Gelmesini istediğiniz maymunun yanında muzu çaktırmadan alıp
havaya kaldırıyorsunuz, zaten görür görmez gelip tırmanıyor.
Çaktırırsanız, alana kadar uğraşıyor. Biraz fazla akıllılar!
Biz kendileriyle baya haşır neşir olarak gezdik. Bu arada uyarılarıdan
bir diğeri anne-bebek maymunlara ekstra dikkat etmek gerektiğiydi ki
bunu şöyle tecrübe ettik; bızdıklardan biri arkadaşımı bir anda ısırdı.
Hem de baya el ele kol kolalarken ve her şey yolundayken...
Son anda gördüm ki meğer yerde yavrusu varmış.
Arkadaşım ısırığın etkisiyle çığlık atınca yavru maymun bir karış
boyuyla arkadaşımın bacağına vurmaya başladı ve sebep anlaşıldı.
Bu manzara aklıma geldikçe gülüyorum.
Tabii arkadaşım panik oldu, eli kanıyordu.
Hemen içerideki revire gittik ve müdahale ettiler,
ciddi bir şey yoktu. Bu olay sizi korkutmasın, biz olayın devamında
ormana geri döndük; çünkü muzlar bitmemişti ve öyle sevimlilerdi ki,
onlarla biraz daha vakit geçirmek istedik.
Biri elinde diğeri ayağında :)
Oturdum taşın üstüne, bir muz çıkardım.
Miniklerden biri geldi kucağıma oturdu, o küçücük elleriyle elimi tuttu, öyle güzeldi ki… Ama sonra… Delikli bluzden piercing’imi gördü,
bluzü kaldırmaya çalıştı! Kapıdaki uyarılar! Orkun’un paniği!
Saniyeler içinde gözümde canlanan sahneler sonucu o tatlı yaramazı kucağımdan atmak zorunda kaldım ve haliyle bana sinirlendi.
Ben de gözlerine bakmadan kaçtım :)
Kısacası siz uyarıları ciddiye alın ve zekalarını hiç küçümsemeyin.
Şahsen ben piercing’imi göreceğini düşünmemiştim.
Şahsen ben piercing’imi göreceğini düşünmemiştim.
3.gün:
·
Pirinç tarlaları
·
Bali Zoo
·
Ve şartların bizi sürüklediği “Coffee
Plantation” macerası
Hayvanat bahçelerine karşı olsam da buradakinin
daha özgür olduğu aldatmacasıyla Bali Zoo’ya gitmiş bulunduk.
Ülkemize göre çok daha iyi şartlar sağlasalar da özgür ortamlarıyla kıyaslanamaz. Günün planı Bali Zoo ve Tirta Empul Tapınağı’ydı.
Fakat biz Bali Zoo’yu ararken sevimli Balililerin ilk uyanıklığıyla tanıştık.
daha özgür olduğu aldatmacasıyla Bali Zoo’ya gitmiş bulunduk.
Ülkemize göre çok daha iyi şartlar sağlasalar da özgür ortamlarıyla kıyaslanamaz. Günün planı Bali Zoo ve Tirta Empul Tapınağı’ydı.
Fakat biz Bali Zoo’yu ararken sevimli Balililerin ilk uyanıklığıyla tanıştık.
Turistin az olduğu sezonda, motorun üstünde, kafanızda
pirinç tarlası şapkalarıyla dikkat çekmeniz kaçınılmaz. Hal böyle
olunca bizi fark eden sevimli bir arkadaş motorla yaklaşıp
sohbete başladı. Nereden geldik, nerede kalıyoruz, nereye gidiyoruz
vs. Biz tabii sevdik ya bu kavruk insanları, tüm saflığımızla
bağrımıza bastık. Bir de sürekli gülüyorlar zaten :)
pirinç tarlası şapkalarıyla dikkat çekmeniz kaçınılmaz. Hal böyle
olunca bizi fark eden sevimli bir arkadaş motorla yaklaşıp
sohbete başladı. Nereden geldik, nerede kalıyoruz, nereye gidiyoruz
vs. Biz tabii sevdik ya bu kavruk insanları, tüm saflığımızla
bağrımıza bastık. Bir de sürekli gülüyorlar zaten :)
Bu gülüşün altında yatan uyanıklığı fark etmediğimiz bir andan...
Pirinç tarlalarını bulamıyorken hızır gibi
yetişti dedik.
Bizi yarım saatten fazla süren yollarla Tegallalang’a götürdü
bu arkadaş, fotoğraflarımızı çekti, Bali’yi anlattı.
“Ayyy ne kadar iyisin!”
diye diye bir hal olduk. Ama bir türlü tam olarak gitmek
istediğimiz yere gidemedik. Neyse dedik biz buradan ayrılıp
Bali Zoo’ya geçelim bari. “Coffee Plantation”la ilgileniyor
musunuz diye sordu. “Yooo” dedik. Bizi yine dolandırdı durdu,
karmakarışık yollardan bir yerelere götürdü. Meğer
Coffee Plantation tam da oradaymış, bir görseymişiz...
Bak sen Allah’ın işine…Çok da sevimli… Peki dedik, takıldık peşine.
Ayhan Abi, en başından beri bu iş halı, kilim, travel'a bağlanacak
Bizi yarım saatten fazla süren yollarla Tegallalang’a götürdü
bu arkadaş, fotoğraflarımızı çekti, Bali’yi anlattı.
“Ayyy ne kadar iyisin!”
diye diye bir hal olduk. Ama bir türlü tam olarak gitmek
istediğimiz yere gidemedik. Neyse dedik biz buradan ayrılıp
Bali Zoo’ya geçelim bari. “Coffee Plantation”la ilgileniyor
musunuz diye sordu. “Yooo” dedik. Bizi yine dolandırdı durdu,
karmakarışık yollardan bir yerelere götürdü. Meğer
Coffee Plantation tam da oradaymış, bir görseymişiz...
Bak sen Allah’ın işine…Çok da sevimli… Peki dedik, takıldık peşine.
Ayhan Abi, en başından beri bu iş halı, kilim, travel'a bağlanacak
dediyse de dinlemedik, gittik. Programımızda
olmasa da
gerçekten güzeldi. Pek çok bitkinin yetiştiği ağaçları gördük,
kahveler tattık. Oysa arkadaşımızın asıl amacı bize
Luwak kahvesi satmaktı. Ama yer mi hiç bu hayvanseverler…
Her ne kadar Bali Zoo’ya giderek bir vicdani hata yaptıysak da
kafeste tutulup kahve yedirilen kedilerin ticaretine katkı
sağlamayacağımızı baştan konuşmuştuk. Bu düşüncemizi anlattık.
Evet Luwak kahvesi içmedik, almadık ama aldığımız kahveler,
çaylar ve masaj yağlarıyla adadaki en pahalı alışverişimizi burada
yapmış olduk. Bir de arkadaş benzinimizi bitirdiği için bizi tanıdığı
benzinciye götürüp komisyonunu almayı ihmal etmedi.
Dedik ya burada turist para demek.
gerçekten güzeldi. Pek çok bitkinin yetiştiği ağaçları gördük,
kahveler tattık. Oysa arkadaşımızın asıl amacı bize
Luwak kahvesi satmaktı. Ama yer mi hiç bu hayvanseverler…
Her ne kadar Bali Zoo’ya giderek bir vicdani hata yaptıysak da
kafeste tutulup kahve yedirilen kedilerin ticaretine katkı
sağlamayacağımızı baştan konuşmuştuk. Bu düşüncemizi anlattık.
Evet Luwak kahvesi içmedik, almadık ama aldığımız kahveler,
çaylar ve masaj yağlarıyla adadaki en pahalı alışverişimizi burada
yapmış olduk. Bir de arkadaş benzinimizi bitirdiği için bizi tanıdığı
benzinciye götürüp komisyonunu almayı ihmal etmedi.
Dedik ya burada turist para demek.
Neyse sonrasında yakamızı kurtarıp Bali Zoo’ya gidebildik.
Bu sürede yanımıza yaklaşan tüm motorlu arkadaşlara biz tatili
bitirdik demeyi ihmal etmedik. Bu da bizden size bir uyarı olsun.
Bu sürede yanımıza yaklaşan tüm motorlu arkadaşlara biz tatili
bitirdik demeyi ihmal etmedik. Bu da bizden size bir uyarı olsun.
Bali Zoo, sözde serbest hayvanat bahçesi...
Koyduğum fotoğraflar görünen güzel kısmı, fakat
kafeslerdeki dünya güzeli aslan ve kaplanlar
için söylenecek söz yok.
kafeslerdeki dünya güzeli aslan ve kaplanlar
için söylenecek söz yok.
4.gün:
·
Batuan Temple
·
Tegenungan Waterfall
Kahvaltıdan hemen sonra Batuan Temple’a gittik.
Belimize bağladıkları Sarong adı verilen örtülerle tapınağı gezdik.
Belimize bağladıkları Sarong adı verilen örtülerle tapınağı gezdik.
Ardından Tegenungan
Şelalesi’ne gittik. Burası da görmeye değer yerlerden biri.
·
Mason Elephant Park
Otelin tadını çıkardığımız bir gün daha… Akşama doğru
koca cüsselerine doyamadığımız, üzgün bakışlı, dünya tatlısı
filleri görmeye Mason Elephant Park’a gittik. Burası doğal hayattan
kopan fillerin rehabilite edildiği bir alan olarak geçiyordu,
fakat öyle değildi. Bu tatilde en temel harcamalarınız neydi
diye sorarsanız, biri Orkun’un hayvanları beslemek için aldığı
yiyeceklerdi derim. Ama burayı tavsiye etmeyeceğim.
Biz Instagram fotoğraflarına kandık.
Filleri ormanda gezerken paylaşmışlar, tıpkı maymunlar gibi
gayet doğal ortamlarında takılıyor görünüyorlar.
Oysa oraya gittiğimizde hiç de öyle olmadığını gördük.
Sorduğumdaysa onlar Blogger’ların özel izinle yaptıkları
fotoğraf çekimi cevabını aldım!
koca cüsselerine doyamadığımız, üzgün bakışlı, dünya tatlısı
filleri görmeye Mason Elephant Park’a gittik. Burası doğal hayattan
kopan fillerin rehabilite edildiği bir alan olarak geçiyordu,
fakat öyle değildi. Bu tatilde en temel harcamalarınız neydi
diye sorarsanız, biri Orkun’un hayvanları beslemek için aldığı
yiyeceklerdi derim. Ama burayı tavsiye etmeyeceğim.
Biz Instagram fotoğraflarına kandık.
Filleri ormanda gezerken paylaşmışlar, tıpkı maymunlar gibi
gayet doğal ortamlarında takılıyor görünüyorlar.
Oysa oraya gittiğimizde hiç de öyle olmadığını gördük.
Sorduğumdaysa onlar Blogger’ların özel izinle yaptıkları
fotoğraf çekimi cevabını aldım!
Biz tabii ki fil turu yapmayacaktık, o hayvanların nasıl
eğitildiğini biliyoruz. Ama bu sefer de fil şovuna denk geldik ve
eğitmenlerinin ellerinde sivri uçlu çekiçlerle hayvanların kafa
taslarına vurarak yönlendirmelerine şahit olduk. Hala içimde
acısını hissediyorum. Biz ettik siz etmeyin,
böyle yerlere para kazandırmayın.
eğitildiğini biliyoruz. Ama bu sefer de fil şovuna denk geldik ve
eğitmenlerinin ellerinde sivri uçlu çekiçlerle hayvanların kafa
taslarına vurarak yönlendirmelerine şahit olduk. Hala içimde
acısını hissediyorum. Biz ettik siz etmeyin,
böyle yerlere para kazandırmayın.
Bu fotoğraf zorunlu bir molanın anısı... Mason'a giderken
motorlardan birinin lastiği patladı. Dünyanın bir köşesinde
böyle aksaklıklar olabileceğini ve bundan bile keyif alınabileceğini
de böylece deneyimlemiş olduk.
6. gün:
·
Tirta Empul Tapınağı
·
Bali Swing
Belimize bağladıkları "sarong"
Sonrasında Bali Swing deneyimi yaşamak için karşımıza
çıkan bir yere girdik. Şahane bir manzara eşliğinde kendimizi
Ubud’un yeşiline bıraktık.
çıkan bir yere girdik. Şahane bir manzara eşliğinde kendimizi
Ubud’un yeşiline bıraktık.
Aç mı kaldık, kilo mu
aldık?
Tam arada kaldık açıkcası, karnımız doydu, hatta bazen
çok lezzetli şeyler de yedik ama kahvaltıya hasret kaldık.
çok lezzetli şeyler de yedik ama kahvaltıya hasret kaldık.
Balililerde kahvaltı kültürü pek yok. İçimizden şuraya
yerleşip
bir mantıcı açsak, sabahları şöyle mıhlamalı, menemenli,
çeşit çeşit peynirli bir köy kahvaltısı versek bu mutlu insanları
daha da mutlu ederiz diye az düşünmedik.
bir mantıcı açsak, sabahları şöyle mıhlamalı, menemenli,
çeşit çeşit peynirli bir köy kahvaltısı versek bu mutlu insanları
daha da mutlu ederiz diye az düşünmedik.
Bizim kahvaltımız otel fiyatına dahil olduğu için dışarıda
kahvaltı etmedik. Açık büfe verilen kahvaltıda her sabah
çorba, pirinç, tavuk çeşitleri, domates – salatalık, patates vardı.
kahvaltı etmedik. Açık büfe verilen kahvaltıda her sabah
çorba, pirinç, tavuk çeşitleri, domates – salatalık, patates vardı.
Öğlen yemeklerini kimi zaman otelde, kimi zaman dışarıda
yedik.
Hamburger, pizza gibi alternatifler mevcut.
Hamburger, pizza gibi alternatifler mevcut.
Değişik meyvelerinin bazıları gayet lezzetli.
Ubud’ta; tavsiye edebileceğim yemek yerleri şöyle;
Halal Burger: Mantarlı çizburgeri
şa-ha-ne!
Cinta Grill: Burada da çeşit
fazlaydı.
Clear Café: Kesinlikle ama
kesinlikle görülmesi gereken
çok değişik bir konsept. Sağlıklı yiyecekler, üst katta
SPA ve acayip bir ortam…
çok değişik bir konsept. Sağlıklı yiyecekler, üst katta
SPA ve acayip bir ortam…
The Spell Crep: Bir gece benim
gibi Nutella’lı krep kriziniz
tutarsa kesin gidin. Bu arada Nutella’ya karşılarmış,
masalarında direkt bununla ilgili bir not var,
çikolatayı kendileri yapıyorlar, gayet lezzetli
ve ortam yine çok mistik.
tutarsa kesin gidin. Bu arada Nutella’ya karşılarmış,
masalarında direkt bununla ilgili bir not var,
çikolatayı kendileri yapıyorlar, gayet lezzetli
ve ortam yine çok mistik.
Alışveriş zamanı!
Bali’de en eğlendiğim şeylerden biri alışveriş yapmak oldu.
Normal hayatımda asla pazarlık yapamayan biri olarak,
orada sistem bu olunca pazarlığın tadına vardım. Para birimini
kafamda tam olarak oturtamadığım için de daha bir rahattım.
Normal hayatımda asla pazarlık yapamayan biri olarak,
orada sistem bu olunca pazarlığın tadına vardım. Para birimini
kafamda tam olarak oturtamadığım için de daha bir rahattım.
Gitmeden önce dolar almıştık ama orada bu parayı
Rupiah’a çevirmemiz gerekti. Çünkü para üstleri Rph
olarak veriliyor ve bir yerden sonra baş edemiyorsunuz.
Rupiah’a çevirmemiz gerekti. Çünkü para üstleri Rph
olarak veriliyor ve bir yerden sonra baş edemiyorsunuz.
Ben para sistemini şöyle kurdum:
100 Rph = 7 Dolar = 28 TL
50 Rph = 3,5 Dolar = 14 TL
Her şeyi 50 ve katları olarak hesapladım.
Öncelikle pek çok hediyelik eşyayı, Ubud Markt denilen
yerden aldım. Bizdeki Kapalı Çarşı'nın açık versiyonu :)
yerden aldım. Bizdeki Kapalı Çarşı'nın açık versiyonu :)
Bir de en keyifli alışveriş durağı Tirta Empul Tapınağı’nın
çıkışındaki pazar yeriydi. Pazarlıkta en başarılı olanımız Orkun’du,
stand-up’lık diyolaglar yaşandı.
çıkışındaki pazar yeriydi. Pazarlıkta en başarılı olanımız Orkun’du,
stand-up’lık diyolaglar yaşandı.
Neler aldığımıza gelince; çantalar, elbiseler, süs eşyaları,
tütsüler, tablolar (anormal ucuz), yöresel müzik aletleri, şallar.
tütsüler, tablolar (anormal ucuz), yöresel müzik aletleri, şallar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder