24 Ocak 2014 Cuma

Bu aralar ben...

Hastalık ve tembelliğin bitmesiyle birlikte hayatın hızına yetişmeye çalışıyorum. Biraz fazla yoğunum, uykumda bile dinlenemiyorum desem yeridir.

Iş temposu, düşünce temposu, organizasyon temposu derken beyin acayip yoruluyor. Beyin yorulduğunda da vücut haliyle daha bir yorgun hissediyor.

Kafamda planlanması gereken özel organizasyonlar, tamamlanması gereken listeler, yapılması gereken alışverişler var. Zaman çok hızlı geçiyor, gün yetmiyor ama
 çoook mutluyum.

Etrafımdaki negatif enerji yüklü, kıskançlıktan kendini kaybetmiş, nereden nasıl takipte olurum diye oradan oraya saldıran, gününü başka hayatları kopyalama çabasıyla geçirenleri inanın görmüyorum bile… Sinirlenmiyorum, üzerilerinde durmaya gerek duymuyorum. Aslına bakarsanız buraya yazmak bile anlamsız bir enerji kaybı ama etrafınızda böyle insanlar varsa -ki böyle ruhu hasta çok insan var- onları kendi hallerine bırakmanız bilin ki en iyisi.

Sürekli şükrediyorum. Sağlığım, evim, ailem, dostlarım, sevgilim, yakınlarım, işim, hazırlıklarım, tatlı telaşlarım… O kadar mutluyum ki ne kadar şükretsem az geliyor. Gece mutlu uyumak, sabah mutlu uyanmak kadar güzel başka bir şey olabilir mi… Siz iyi oldukça inanın etrafınızdaki iyilikleri daha çok görüyorsunuz, iyi insanlar çekiyorsunuz kendinize. En vazgeçemediğim şeylerdendir; “Allahım bizi iyi insanlarla karşılaştır” diye ettiğim dua. Görüyorum ki etrafın ayıklanıyor bir zaman sonra. Yanında senin gibiler kalıyor.


Gülümsüyorum. Öyle başka bir enerjisi var ki gülümsemenin, hiçbir sebep yokken bile beyine “mutluyum” emri veriyor. Otomatikman mutlu hissettiriyor. Ve böyle insanları daha çok fark ediyorum. Dün işimin arasında güzel sebepler için kırtasiyeye gittim. Sahibinin ilgisi, sıcak tavrı nasıl da mutlu etti beni. Küçük esnafı bir ayrı seviyorum bu yüzden. Bugün de Toprak Sergen’le dublaja gittik bir reklam filmimiz için. Nasıl da enerjisi yüksek biri. Sesi, tavrı, yaşayışı… Güler yüzlü, iyi insanlarla karşılaşınca içimdeki bütün iyi duygular zeytinyağı gibi hooop diye yukarı çıkıyor, günüme yansıyor ışıkları...Böyle insanlar bulundurun hayatınızda. Bir neşeli günaydını gününüzü güzel başlatsın… 


Okuyorum. Okudukça daha iyi, daha huzurlu, daha dolu yaşıyorum. Aradıklarıma cevap buluyorum. Bilgi yükleniyorum, bakış açımı genişletiyorum okurken. Ayrı bir post olmaya layık bir kitap olan “Allah de ötesini bırak” kitabını okuyorum  birkaç gündür. İnanmak ne kadar güzel bir duygu, kendini güvende hissetmek, ilahi bir düzen içinde olduğunu bilmek, teslim olmak, aşk duymak… Herkese ama herkese tavsiye ederim. Okuyun. Içinizdeki huzuru tamamlayacak emin olun.


Bir de tabii alışveriş yapıyorum. Eve gelen her kolide annemlere “ bu sooon” diye şımarıyorum. Sonra listelerimi çiziyorum, ay sonunda da biten taksitlerin üzerilerini… Nasıl da seviniyorum için için, görülmeye değer :)

 

Hayat iyi ve kötü iç içe güzel, her zaman her şey harika olmayacak tabii. Ama hiçbir dert kalıcı değil, geldikleri gibi gidecekler.  Biz huzurda, mutlulukta iyilikte kalmaya özen gösterelim.



Allahım hepimizi güzelliklerle karşılaştırsın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...