16 Ocak 2014 Perşembe

Veeee 2. Eminönü Seferi

Bu aralar biraz durgun her şey...

Alışverişlere ara verdim çünkü internet siteleriyle kavga etmekten sıkıldım. 
Yeni bomba Mudo! Beni delirtmek üzereler…Bu konuyu ayrıca yazarım ama artık eski kalitede olmadıkları kesin!

Hazır gündem boşken bir geri dönüş yaparak 2. Eminönü maceramızı anlatmak istedim.

Öncelikle 3. Seferi de gerçekleştirdikten sonra karar verdim ki Eminönü’ne 'alışveriş daha hesaplı olsun' diye gitmek çok saçma. Çünkü her şeyin fiyatı, her yerde aynı. Ama siz de benim gibi Eminönü’nün tarihi dokusuna hayransanız, oraya her gittiğinizde kendinizi başka bir yerde, kafasını boşaltmış gezen turistler gibi hissediyorsanız diyecek bir şey yok. Gitmeye, gezmeye her zaman değer…

Biz standart tur programımız dahilinde tabii ki Kadıköy’de buluştuk ve vapurla Emiönü’ne geçtik. Sonra çarşıya daldık, gezdik, dolaştık. Çarşı esnafı da ne tatlı insanlar… Her seferinde çok komik diyaloglar yaşadık. İlk gittiğimizde adını şu an hatırlamadığım bir hanı ararken karşımıza oldukça yaşlı bir teyze çıktı. Gelin benimle dedi, anlamadan takıldık peşine. Bizi ara sokaklardan istediğimiz yere çıkardı. Teşekkür ettik, dua edin yeter dedi. Nasıl tatlıydı bir görseniz :)

İkinci seferde aynı yeri araken karşımıza komik bi adam çıktı, annemin kuzeni nereden çıkacağız oraya diye anneme sorunca, adam annemin adını öğrendi ve adıyla hitap etmeye başladı, gel şekerim gel ben size çıkarayım dedi.. Biz yine takıldık peşine ve nineyle aynı kestirmeyi kullanıp bizi dediğimiz yere çıkardı. Dönüşte yine onunla karşılaştık, bize yine yol tarif etti… Ve daha da ilginci Orkun’la gittiğimizde Zincirli Han’ı ararken Orkun yolu kime sordu bilin bakalım :) Yine o adam! Çok şaşırdım... O kalabalıkta gitti bizim navigasyon adamımızı buldu :)

Hayat ne garip :)

Gelgelelim aradığımız hanı bulduk. Burada havlucular, yatak örtüleri falan var :) Dükkan dükkan gezerken aradığım bornoz takımını nihayet buldum. İlk görüşte aşk diyebiliriz. Çünkü çeyiz alışverişi başladı başlayalı kafamdaki bornozu bulamamıştım. Neden bütün bornozlar nakışlı, çiçekli böcekli anlamam… Tam son çare Dantell ya da Chakra’dan tek tek bornozlar almaya karar vermiştim ki aradığım bornozlara ulaşıldı… İlk seferde dilimizin yandığı büyük bir şey alma konusunda tövbemiz bozuldu tabii… Kuzenim de ben de dayanamadık aldık bornoz takımlarımızı. Ben tabii renk seçiminde baya zorlandım. İki şey arasında kalmak da ne zor şey. Bir de benim gibi kararsızsanız işiniz zor… Neyseki artık teknoloji ilerledi de fotoğraflarla diğer bornozun sahibinin fikrini alayım dedim işim kolaylaşsın diye… Evet işim kolaylaştı belki ama bu sefer de onun sorgusu başladı. Acele etmene gerek var mı, buluruz başka yerde… Anlatamıyorum ona derdimi, bana alma deme işte, al de! O kadar aramış aramış ümidi kesmişken bulmuşum zaten… Aynı şeyi bir de çatal bıçak takımında yaptı. Ama bende suç ki fikrini sormaktan vazgeçmiyorum :) Neyse, post iyice şikayet ve iç dökme yazısına dönüşmeden gezimize devam edelim.


Seda da ben de koyu renk olanı aldık. Bu arada Tepe Home'da da varmış aynısı :) Tabii ki yine boşuna taşıdık ordan oraya ama bu Orkun'u haklı çıkarmaya yetmez. Gezip bulsaydı benle o zaman olurdu ;P

 Kocaaaa Haliç’i geleneksel koca torba taşıma etkinliğimizle geçerek favori mekanımız Güllüoğlu’na vardık. 

Çayımız, günün anlam ve önemine uygun “Gelin Bohçası” tatlılarımız eşliğinde güzel sohbetler ettik ve evlerimizin yolunu tuttuk.





Bu arada tabii ki balık da yedik ama onu programın hangi aşamasında yaptığımızı hatırlayamadım.

3. turda nişan hazırlıkları var :) 
Onu yazmama da biraz zaman var ;)
1. tur için tık tık :)

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...