Bir zamanların özel gün koliği bir kız olarak sesleniyorum
bugün :)
Bir zamanların dedim bak..
Mesela en son geçen sene şu yazımda sitem etmiştim Sevgililer Günü’nü
gereksiz bulanlara. Benim kafamda onlar sevgililerinden sürpriz bekleyip
göremeyenlerin, etrafında yapılan sürprizleri pek hazmedemeyenlerin ufflayıp
pufflamalarıydı. Tabii böyleleri yok mu? O hoooo dolu dolu. Kavga kıyamet
sevgilisine bir şey yaptıranlar mı dersin,
daha da korkunç kişilik bozukluğu olup kendine çiçek gönder(t)enler mi?
Ben tabiri caizse “manyak mıknatısı” olduğum için etrafımda bu tip insanlardan
biraz fazla var :) o yüzden de bu düşünceleri onlara mal ettim bugüne kadar.
Ama nedense her sene deliler gibi heyecanla beklediğim 14 Şubat, bu sene bana
hiç haz vermiyor. Üstelik sevgilime hediye bile almadım. O gün dışarı çıkıp
herkes gibi yemek yiyip, 2 kat para verilmesine de acıyorum bu yıl.
Galiba büyüdüm :) Ya da içine girdiğim telaşlar o kadar farklı
ve tempolu ki Sevgililer Günü bana bunların yanında biraz basit geldi bu kez :)
Ama tabii bu demek değil ki o gün yok sayılmalı. Nereden
çıktı bu saçma gelenek diye pöykürmüyorum :) Hala o aşk ruhunun sokaklara taşınmasını, kırmızı vitrinleri, birbirlerine
özenen aşıkları çok seviyorum… Ben (bu yıldan itibaren) bugüne verilen özeni
alalade bir güne saklıyorum kendimce, öylesi çok daha keyifli olmaz mı? Beklenmedik
anda bir günü diğerlerinden farklı ve özel kılmak ;)
Mesela istersek ilerde evimizde bugünü içimizden geldiğince kutlarız.
Belki bir yıl eski aşıklara (anne-babalara) nostalji akşamı düzenler, sürpriz yaparız; bir yıl
arkadaşlarımıza aşk konsepli bir yemek hazırlarız. Bir yıl kırmızı pijama partisi
veririz. Ticaretten kaçar, aşka dolu dolu yer açarız.
Çok daha güzel olmaz
mıııııııı :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder