Nişan koşturması keyifli. İnsanın kafası çok fazla şeyle bölünmüyor (hoş ben o şartlarda bile tonlarca liste ve saati saatine yapılan programlarla çıkabildim işin içinden ve tam 10 ayımı bu hazırlık aşamasının keyfini çıkarmaya ayırdım) ama gel gelelim düğün dedikleri…
Düğün denince insanın gözüne beyazlar içinde süzülen masal kahramanı gibi bir gelin gelse de bence o kanaviçenin bir yüzü, diğer yüzde hepimiz
işte tam da böyleyiiiiiiz :)
Yazarken bile nereden
başlasam bilemiyorum:)
Zaten düğün kelimesiyle
birlikte her kafadan bir ses yükselmeye başlıyor… Düğün olmalı mı olmamalı mı?
Düğün olmalı!
Erkek için
ne kadar gerek var tartışılır ama gelinlik giyme hayaliyle büyüyen kızlara, bence kimse bu teklifi yapmasın… Kimse o gelinliği giydikten 15 dk. sonra
çıkarmak istemez!
Ve sonrasında curcuna
devam eder, her şeyi tezcanlılıkla halletmeye çalışan hevesli kızla, yaaaaa
aşkım dur halleriz yaaaa’cı erkek hep karşı karşıya gelir. Kız kızar, erkek
anlamaz.
Çözüm bulunmaz.
Ama erkek kendince
haklıdır, kaçmıyordur ki hiçbir şeyden, zaman kavramları çoook farklıdır, zaten
onun için düğün dediğin birkaç adımdan ibarettir. Tarih alınır, yer tutulur,
gelinlik - damatlık seçilir, bir de işte nikah şekeri - davetiye gibi 1-2 detay
vardır. Ama kız için öyle mi… Şuraya yazmaya üşeniyorum, saymakla biter mi diye
düşünüyorum… Gelin çiçeğinin otunu ayrı sapını ayrı düşünen biri olarak bu işlerin
içinden nasıl çıkarım bilemiyorum :)
Ayrıca düğün başlı başına
bir organizasyonken, bunun balayı programı var, kınası var, gelin hamamı var, evi var, mobilya
seçimi var, tadilatı – yerleşmesi var, var da var :)
Şimdiden içime ağır bir
kasvet çöktüğünden detayları, adımları, hazırlık aşamalarını sakinleştikçe
yazacağım…
Bana ve benimle aynı dönemlerde bu telaşları yaşayacak arkadaşlarıma şimdiden kolay gelsin...
Yalnız değilsiniz ;)
işin sırrı aşkolmakta
YanıtlaSilKeske listeyide paylaşıp bize yardımcı olsaydın güzellik :)
YanıtlaSilÇok güzel bir makale olmuş.Teşekkürler.konya düğün salonu olarak blogunuzu çok beğendik.
YanıtlaSil