Seminyak
Ubud’la yaşadığımız büyük aşk sonrası sadece
2 gün ayırdığımız Seminyak’a giderken “Umarım burayı
Ubud’tan daha çok beğenmem.” diye düşünmedim değil.
Nitekim Ubud kadar beğenmedim.
2 gün ayırdığımız Seminyak’a giderken “Umarım burayı
Ubud’tan daha çok beğenmem.” diye düşünmedim değil.
Nitekim Ubud kadar beğenmedim.
Ubud bi’ başka!
Tatil boyunca motorları kiraladığımız bir yer vardı.
Aynı zamanda çok güzel tablolar da satıyorlardı.
Her gün bir ayağımız oradaydı desem abartmam.
Bali’den Seminyak’a geçmek için araba kiralama
işini de onlarla çözdük. Ailenin babası bizi kendi
arabasıyla 250.000 Rph’ye götürmeyi kabul etti.
Aynı zamanda çok güzel tablolar da satıyorlardı.
Her gün bir ayağımız oradaydı desem abartmam.
Bali’den Seminyak’a geçmek için araba kiralama
işini de onlarla çözdük. Ailenin babası bizi kendi
arabasıyla 250.000 Rph’ye götürmeyi kabul etti.
Motor kiraladığımız, güzel bir tablo aldığımız, Seminyak maceramızın kahramanı Hakkı Abi
Seminyak’a gidişte yol boyunca çok ama çok eğlendik;
çünkü titiz planlarımızda minik bir hata yapmıştık.
Seminyak’ta kalacağımız otelden aynı isimde
2 tane vardı. Adını Hakkı Abi koyduğumuz aile babamız
bizi çat pat İngilizcesiyle “Seminyaaaaaaak” diyerek ve
el işaretleriyle “şu taraftan” diye yönlendirerek doğru otele
götürmeye çalışsa da biz çok bilmişler ısrarla kendimizi
yanlış otele bıraktırdık.
çünkü titiz planlarımızda minik bir hata yapmıştık.
Seminyak’ta kalacağımız otelden aynı isimde
2 tane vardı. Adını Hakkı Abi koyduğumuz aile babamız
bizi çat pat İngilizcesiyle “Seminyaaaaaaak” diyerek ve
el işaretleriyle “şu taraftan” diye yönlendirerek doğru otele
götürmeye çalışsa da biz çok bilmişler ısrarla kendimizi
yanlış otele bıraktırdık.
Burası 20 yıl önce Bali’ye yerleşmiş bir Fransız’ın
oteliydi.
Böylece dünya tatlısı biriyle tanışmış olduk.
Elimizde Booking rezervasyon kağıdı olduğu için doğru
otelden çok uzakta olduğumuzu geç de olsa anladık.
Tabii Hakkı Abi gitmişti. Bu tatlı adam motora atlayıp
bize yeniden bir taksi ayarladı, kısaca hikayesini anlattı
ve bir dahaki sefere görüşürüz diyerek bizi uğurladı.
Böylece dünya tatlısı biriyle tanışmış olduk.
Elimizde Booking rezervasyon kağıdı olduğu için doğru
otelden çok uzakta olduğumuzu geç de olsa anladık.
Tabii Hakkı Abi gitmişti. Bu tatlı adam motora atlayıp
bize yeniden bir taksi ayarladı, kısaca hikayesini anlattı
ve bir dahaki sefere görüşürüz diyerek bizi uğurladı.
Belki gelecek hayallerimiz için bir işaretti
bu tanışma, kim bilir…
bu tanışma, kim bilir…
Seminyak’ta kalacağımız otele zar zor ulaştık.
Seminyak, Ubud’a göre daha kalabalıktı.
Trafik polisini ilk kez burada gördük mesela…
Ama bizdeki gibi bir sistem düşünmeyin.
Polis trafik ışıklarını eliyle açıp kapatıyor desem anlarsınız J
Seminyak, Ubud’a göre daha kalabalıktı.
Trafik polisini ilk kez burada gördük mesela…
Ama bizdeki gibi bir sistem düşünmeyin.
Polis trafik ışıklarını eliyle açıp kapatıyor desem anlarsınız J
Taksici ona mecbur olduğumuz için asla pazarlık yapmadı
ve söylediği parayı aldı. Bir de bizi kandırmayı ihmal etmedi;
neymiş efendim Seminyak’ta polisler motorlara çok katıymış,
turistleri sıkıştırıp rüşvet alırlarmış. Otele gider gitmez
ilk sorumuz bu oldu. Görevli mahcup bir ifadeyle
verilen bilginin doğru olmadığını ve keyfimize bakamızı
söyledi. Biz de hemen motorları kiralayıp keşfe başladık ve
tek bir polisle bile karşı karşıya kalmadık.
Burada motorları otelden kiraladık.
ve söylediği parayı aldı. Bir de bizi kandırmayı ihmal etmedi;
neymiş efendim Seminyak’ta polisler motorlara çok katıymış,
turistleri sıkıştırıp rüşvet alırlarmış. Otele gider gitmez
ilk sorumuz bu oldu. Görevli mahcup bir ifadeyle
verilen bilginin doğru olmadığını ve keyfimize bakamızı
söyledi. Biz de hemen motorları kiralayıp keşfe başladık ve
tek bir polisle bile karşı karşıya kalmadık.
1.gün:
Önce biraz turladık, otele yakın bir sahilden denize baktık.
Aslında günün planı çok önceden belliydi. Potato Head Beach Club!
Burası gün batımında müthiş görünüyordu. Zaten oteli bulma
çabasıyla oldukça zaman kaybetmiş, Tanah Lot Tapınağı’nı
görme şansımızı kaçırmıştık. Bir de gün batımını kaçırmamak
için hemen yola çıktık.
Aslında günün planı çok önceden belliydi. Potato Head Beach Club!
Burası gün batımında müthiş görünüyordu. Zaten oteli bulma
çabasıyla oldukça zaman kaybetmiş, Tanah Lot Tapınağı’nı
görme şansımızı kaçırmıştık. Bir de gün batımını kaçırmamak
için hemen yola çıktık.
Potato Head Beach Club, Seminyak’ta en çok
beğendiğim yer oldu.
Okyanusla bir havuz, harika müzikler, muhteşem
bir gökyüzü…
beğendiğim yer oldu.
Okyanusla bir havuz, harika müzikler, muhteşem
bir gökyüzü…
Ama değişik bir sistemi var. Islak alandan kuru alana
1.5 saat boyunca geçemiyorsunuz. Belli bir tutarın üstünde
yemek harcaması yaparsanız havuz kısmındaki localarda
oturabiliyorsunuz falan. Şansımız yaver gitti ve buranın
tadını doyasıya çıkardık.
1.5 saat boyunca geçemiyorsunuz. Belli bir tutarın üstünde
yemek harcaması yaparsanız havuz kısmındaki localarda
oturabiliyorsunuz falan. Şansımız yaver gitti ve buranın
tadını doyasıya çıkardık.
2.gün:
Bali’de kesinlikle yapmanızı tavsiye edeceğim diğer bir şey:
Sea walker!
Bu tarz su sporu aktiviteleri adanın diğer ucu olan
Nusa Dua’da yapılıyor. Biz Tripadvisor yorumlarından
yardım alarak Grand Mirage Resort’ gitmeye karar verdik.
Yine çok tatlı insanlarla bu deneyimi yaşadık.
Nusa Dua’da yapılıyor. Biz Tripadvisor yorumlarından
yardım alarak Grand Mirage Resort’ gitmeye karar verdik.
Yine çok tatlı insanlarla bu deneyimi yaşadık.
Sea walker için bir sürat teknesine biniyorsunuz.
Tekne sizi açıklarda bir alana bırakıyor. Burada size bilgi veriliyor,
kafanıza geçirilen tüplerle eğitmenler eşliğinde suyun altına
iniyorsunuz ve rengarenk balıklarla tanışıyorsunuz.
Tekne sizi açıklarda bir alana bırakıyor. Burada size bilgi veriliyor,
kafanıza geçirilen tüplerle eğitmenler eşliğinde suyun altına
iniyorsunuz ve rengarenk balıklarla tanışıyorsunuz.
Terapi gibi gelen sea walker deneyiminden
sonraki duraklarımız
Uluwatu Tapınağı, Padang Padang Plajı ve Jimbaran’dı.
sonraki duraklarımız
Uluwatu Tapınağı, Padang Padang Plajı ve Jimbaran’dı.
Uluwatu Tapınağı:
Belinize Sarong bağladıktan, güneş gözlüklerinizi ve
bilimum aksesuarlarınızı çantanıza koyduktan sonra içeri girmeye
hazırsınız. Evet, aksesuarlar çantaya çünküüüü, burada sizi yine
maymunlar bekliyor! Üstelik bu maymunlar Ubud’takiler kadar
insanlarla haşır neşir değil. Biz tapınağa girerken yanımıza bir
adam yaklaştı. Kendini tanıttı, cebinden çıkardığı sapanla gezimiz
boyunca belli bir ücret karşılığından bize eşlik edebileceğini söyledi.
Sebebine gelince de aynen şöyle söyledi; “Bu maymunlar hırsız!”
bilimum aksesuarlarınızı çantanıza koyduktan sonra içeri girmeye
hazırsınız. Evet, aksesuarlar çantaya çünküüüü, burada sizi yine
maymunlar bekliyor! Üstelik bu maymunlar Ubud’takiler kadar
insanlarla haşır neşir değil. Biz tapınağa girerken yanımıza bir
adam yaklaştı. Kendini tanıttı, cebinden çıkardığı sapanla gezimiz
boyunca belli bir ücret karşılığından bize eşlik edebileceğini söyledi.
Sebebine gelince de aynen şöyle söyledi; “Bu maymunlar hırsız!”
“Yok artık” dedik! Maymunları sapanla kovalayacak değiliz
değil mi!
Neyse içeriye girdik, evet her yerdelerdi, genelde de
ağaçlarda ve işin komik kısmı bu maymunlar gerçekten
hırsızdı J Hayatınızda göreceğiniz en tatlı, en komik hırsızlar.
Bir oradayken birkaç kişinin gözlüğünü çaldılar mesela…
Monkey Forest’tan bahsederken zekalarını asla küçümsemeyin
demiştim hatırlarsanız, burada bir kez daha altını çiziyorum.
O minicik elleriyle çaldıkları gözlükleri tersinden gözlerine takmaya
çalışmalarını izlemek için gözlüğümü feda ederdim, işte öyle tatlılar!
ağaçlarda ve işin komik kısmı bu maymunlar gerçekten
hırsızdı J Hayatınızda göreceğiniz en tatlı, en komik hırsızlar.
Bir oradayken birkaç kişinin gözlüğünü çaldılar mesela…
Monkey Forest’tan bahsederken zekalarını asla küçümsemeyin
demiştim hatırlarsanız, burada bir kez daha altını çiziyorum.
O minicik elleriyle çaldıkları gözlükleri tersinden gözlerine takmaya
çalışmalarını izlemek için gözlüğümü feda ederdim, işte öyle tatlılar!
Tabii herkes benim kadar Elmyra olmak zorunda değil,
gözlüğünü geri isteyenler de oldu. Bu noktada imdadınıza
görevliler yetişiyor ve maymunlarla takas yapıyorlar.
gözlüğünü geri isteyenler de oldu. Bu noktada imdadınıza
görevliler yetişiyor ve maymunlarla takas yapıyorlar.
Al muzu ver gözlüğü!
Padang Padang Plajı:
Belki mevsim gereği, belki de okyanus olduğu için
burada yüzmek pek bana göre değildi, çok fazla akıntı
vardı ve çok dalgalıydı. Ama plajın doğal oluşumunu,
plaja inen yolu mutlaka görmelisiniz.
burada yüzmek pek bana göre değildi, çok fazla akıntı
vardı ve çok dalgalıydı. Ama plajın doğal oluşumunu,
plaja inen yolu mutlaka görmelisiniz.
Burası bir balıkçı kasabası olarak geçiyor. Yan yana bir
süre restoran…
Hepsinin ön tarafı kumsalın üstünde. Biz akşam yemeği için
burayı seçmiştik, günün yorgunluğunu okyanusa karşı yemek
yiyerek atacatık. İçeriden balıklarımızı seçtik ve masaya döndük.
Hepsinin ön tarafı kumsalın üstünde. Biz akşam yemeği için
burayı seçmiştik, günün yorgunluğunu okyanusa karşı yemek
yiyerek atacatık. İçeriden balıklarımızı seçtik ve masaya döndük.
Ama o nasıl bir rüzgar!
için direkt üstümüzdeydi:)
Sonra tabii ki pirinç, çeşitli otlar. En son balıklar geldi,
hiçbirinin adını bilmiyorum ve öyle soslu pişirilmişti ki
tatlarını bile anımsayamıyorum. Yine de burayı sevdim…
Böylelikle Bali tatilimizi noktalamış olduk. Aklımızı ve
kalbimizin bir parçasını orada bırakıp kaoslar ülkesine geri döndük.
kalbimizin bir parçasını orada bırakıp kaoslar ülkesine geri döndük.
O masalı bırakıp buraya döndüğümden, başka bir hayatın
mümkün olduğunu gördüğümden beri hayata
tam olarak adapte olamadım!
Dilerim bu yazıyı okuyan herkes bu büyülü diyarı görür :)
mümkün olduğunu gördüğümden beri hayata
tam olarak adapte olamadım!
Dilerim bu yazıyı okuyan herkes bu büyülü diyarı görür :)