Hastalık
ve tembelliğin bitmesiyle birlikte hayatın hızına yetişmeye çalışıyorum. Biraz fazla yoğunum, uykumda bile dinlenemiyorum desem yeridir.
Iş
temposu, düşünce temposu, organizasyon temposu derken beyin acayip yoruluyor.
Beyin yorulduğunda da vücut haliyle daha bir yorgun hissediyor.
Kafamda
planlanması gereken özel organizasyonlar, tamamlanması gereken listeler,
yapılması gereken alışverişler var. Zaman çok hızlı geçiyor, gün yetmiyor ama
çoook mutluyum.
Etrafımdaki
negatif enerji yüklü, kıskançlıktan kendini kaybetmiş, nereden nasıl takipte
olurum diye oradan oraya saldıran, gününü başka hayatları kopyalama çabasıyla
geçirenleri inanın görmüyorum bile… Sinirlenmiyorum, üzerilerinde durmaya gerek
duymuyorum. Aslına bakarsanız buraya yazmak bile anlamsız bir enerji kaybı ama
etrafınızda böyle insanlar varsa -ki böyle ruhu hasta çok insan var- onları
kendi hallerine bırakmanız bilin ki en iyisi.
Sürekli
şükrediyorum. Sağlığım, evim, ailem, dostlarım, sevgilim, yakınlarım, işim,
hazırlıklarım, tatlı telaşlarım… O kadar mutluyum ki ne kadar şükretsem az
geliyor. Gece mutlu uyumak, sabah mutlu uyanmak kadar güzel başka bir şey
olabilir mi… Siz iyi oldukça inanın etrafınızdaki iyilikleri daha çok
görüyorsunuz, iyi insanlar çekiyorsunuz kendinize. En vazgeçemediğim şeylerdendir; “Allahım bizi iyi insanlarla karşılaştır” diye ettiğim dua.
Görüyorum ki etrafın ayıklanıyor bir zaman sonra. Yanında senin gibiler
kalıyor.
Gülümsüyorum.
Öyle başka bir enerjisi var ki gülümsemenin, hiçbir sebep yokken bile beyine
“mutluyum” emri veriyor. Otomatikman mutlu hissettiriyor. Ve böyle insanları
daha çok fark ediyorum. Dün işimin arasında güzel sebepler için kırtasiyeye
gittim. Sahibinin ilgisi, sıcak tavrı nasıl da mutlu etti beni. Küçük esnafı
bir ayrı seviyorum bu yüzden. Bugün de Toprak Sergen’le dublaja gittik bir
reklam filmimiz için. Nasıl da enerjisi yüksek biri. Sesi, tavrı, yaşayışı… Güler yüzlü, iyi insanlarla karşılaşınca içimdeki bütün iyi duygular zeytinyağı gibi hooop diye yukarı çıkıyor, günüme yansıyor ışıkları...Böyle insanlar bulundurun hayatınızda. Bir neşeli günaydını gününüzü güzel
başlatsın…
Okuyorum.
Okudukça daha iyi, daha huzurlu, daha dolu yaşıyorum. Aradıklarıma cevap
buluyorum. Bilgi yükleniyorum, bakış açımı genişletiyorum okurken. Ayrı bir
post olmaya layık bir kitap olan “Allah de ötesini bırak” kitabını
okuyorum birkaç gündür. İnanmak ne kadar
güzel bir duygu, kendini güvende hissetmek, ilahi bir düzen içinde olduğunu
bilmek, teslim olmak, aşk duymak… Herkese ama herkese tavsiye ederim. Okuyun. Içinizdeki
huzuru tamamlayacak emin olun.
Bir de
tabii alışveriş yapıyorum. Eve gelen her kolide annemlere “ bu sooon” diye şımarıyorum.
Sonra listelerimi çiziyorum, ay sonunda da biten taksitlerin üzerilerini… Nasıl
da seviniyorum için için, görülmeye değer :)
Hayat iyi
ve kötü iç içe güzel, her zaman her şey harika olmayacak tabii. Ama hiçbir
dert kalıcı değil, geldikleri gibi gidecekler. Biz huzurda, mutlulukta iyilikte kalmaya özen
gösterelim.
Allahım
hepimizi güzelliklerle karşılaştırsın.